Bu oje için en sevdiğim bordomsu oje diyebilirim. Adı gibi vişne rengi.

Daha önce aynı seriden 73 Vert Agave rengini anlatmıştım. Okumak isterseniz burayı tıklayabilirsiniz.

Yoğun yapılı ultra parlak serisinden aldığım iki oje yapı olarak benzer olsa da kalıcılık konusunda oldukça fark gösteriyor.

Yves Rocher 43 numaralı oje tek katta rengini veriyor, kolay kuruyor. Yelpaze fırçası sayesinde düzgün sürülüyor.

Örtücülüğü için de tek kat yeterli. Ben alışkanlıktan iki kat kullanıyorum.

Kuruduktan sonra üstüne cila sürülmüş gibi parlıyor, tırnakları pürüzsüz gösteriyor.



Bordo oje sürdüğümde evin heryerinde bordo çizgiler olur bu ojeyle olmuyor :)

Biliyorsunuz çocuklardan dolayı evde sürekli iş yapıyorum. O kadar işe ilk günden uçlarından çıkmaya başlaması lazım. Anca üç günden sonra uçlarından bozulmaya başlıyor.


Oldukça dayanıklı, tırnaklarımı da sertleştiriyor.

Bu halinin üstüne 3. katı uyguladım. Yeniden sürülmüş gibi oldu.


Annem düğüne gideceği zaman sürmüştü, 15 gün bozulmadan kaldı dedi. Oldukça şaşırtıcı.

Tek dezavantajı 5 ml oluşu. Fiyatı da indirimlerle sürekli değişiyor, bu aralar 10 TL.

Normalde başaramam ama bitiririm ben bu ojeyi :)


Ne dersiniz, sizce de sevilesi değil mi?

Ne zamandır NYX Jumbo Milk göz kaleminde gözüm vardı :)

NYX mağazası bana oldukça uzak olunca, online siteleri de bir türlü açılmayınca netten aramaya başladım ve Boyner'de buldum.

Aslında daha önce Boyner'e bakmıştım. Jumbo kalemler vardı fakat istediğim renk stokta olmuyordu.

Tabii benim tek bir parçayla alışverişi bitirebildiğim nerde görülmüş, refill farlarından ve HD kapatıcısından da attım sepete.

Aynı tarihlerde bir çok siteden alışveriş yaptım en son Boyner'den geldi. Yaklaşık bir haftayı buldu.

Farları refill olarak beklerken böyle sevimli ambalajlarla gelmesine çok sevindim. Resmen sürpriz oldu.

Bendekiler HS05 Wild Orchid, HS06 Bad Seed ve HS16 Club Crawl.

Her biri 8.95 TL.

Detaylarını kullandıktan sonra anlatacağım ama şimdi size dünyanın en pampuk elinde renklerini göstereceğim :)


Esas alışveriş sebebim NYX Jumbo Eye Pencil 604 Milk Lait mat, beyaz, göz kalemi. Aynı zamanda krem far gibi.

Fiyatı 16.95 TL.


Ve son olarak da NYX HD Concealer. Rengi CW01 Porcelain.

Fiyatı 22.95 TL.


Kutudan bir de tek kullanımlık Perwoll çıktı. Perwoll Bakım ve Onarım. Seve seve denerim, çamaşır yıkamaktan bol ne yapıyorum ki zaten :))) Üstelik dünyanın alışverişini yaptığımda bile bir testerı çok gören firmalar varken hiç beklemediğim Boyner göndermiş.


Sonuç olarak bekleme süresi dışında gayet hoşuma giden bir alışveriş oldu. NYX online açılmadıkça ara sıra uğrarım. Hoş yeni çıkanları bulma şansı pek yok, çeşitler sınırlı. Yine de temel malzemeler temin edilebilir.



Görüşmek üzere :)

Vallahi ambalajı al beni diye bağırıyordu. Daha önce de pek göz altı kremi kullanmamıştım e bir de indirim zamanıydı, kaçırmak olmazdı :)

Zaten bir koyu kırmızı - bordo hastalığı var bende nerde görsem yapışıveriyorum.

Advice Timeless Antiwrinkle göz kremi, çizgi ve kırışıklık görünümünü azaltmayı, halka ve lekelerin oluşumunu engellemeyi ve elastikiyetini yitiren göz çevresinin daha sıkı olmasına yardımcı olmayı vadediyor.

Öncelikle benim normalden kuruya dönük bir cildim ve özellikle kışın kuru olan göz altlarım var. Torbalanma ve morluk aşırı yorgun, uykusuz kaldığım dönemlerde olur. Görüntüsü de yoğun değildir. Kırışıklıksa iki tane ince çizgi şimdilik. Yani ben bu kremi esas nemlendirme etkisi için kullandım.

Pompalı şişede 15 ml.  Gramajı az gelmesin oldukça bereketli bir krem. Çünkü en fazla yarım pompa krem iki gözüme fazla fazla geliyor. Yumuşak yapılı, çok kolay dağılıyor. Bir kaç dakikada emiliyor. Nemlendirmesi orta ama sabah ve akşam olmak üzere günde iki kez kullandığımda bana iyi geldi.

Sürdükten 10 dakika sonra gözlerimde gerilme oluşuyor. Herhalde kırışıklık karşıtlığı devreye giriyor :) Ayrıca kullandığım süre boyunca göz altlarım canlı ve parlak görünüyordu.

Açıldıktan sonra 6 ay kullanım süresi var. Ben bitirip yazısını yazmak üzere saklamıştım, bozulmuş tabi. Kokusunu hatırlayamadım.

Flormar'ın internet sitesinde fiyatı 36.90 TL.


Benim Flormar Advice serisi maceram Tonik, Göz Kremi, Gece Kremi ve Temizleme sütünden oluşuyor. Advice Cleansing Tonik hakkında deneyimim burada. Yakında diğerlerini de yazıp seriyi tamamlayacağım :)




Görüşmek üzere...

Himalaya Herbals ürünlerini oldukça merak ediyordum.
Uzun bir aradan sonra Gratis'e gidebildiğimde Arındırıcı Neem Özlü Maskeyle karşılaştım.

Maskeleri çok severim. Genelde de pek istediğim etkiyi alamam.
Merakımdan alır almaz kullanmaya başladım ve oldukça memnun kaldım.

Himalaya Herbals Arındırıcı Neem Özlü Maske, normal ve yağlı ciltler için kullanıma uygun. Benim normalden kuruya dönük bir cildim var.

İçeriğinde Neem özü, Kil ve Zerdeçal bulunuyor.

Sıvı ve pütürlü kıvamda.

Kokusu biraz keskin, beni rahatsız etmedi.


Elimde gördüğünüz kadarını suratıma sürdüm. İlk sürdüğümde yanma, batma hissi oluyor özellikle burun kenarlarında.

Kurudukça yüzümün gerildiğini hissediyorum. Bu süreçte cildimdeki fazla yağı ve kiri de dışarı atıyor.

İlk uygulamada siyah noktaları %80 temizlemişti. Düzenli kullanınca etkisi daha iyi oluyor.


Ben 15 dakika bekleyip ılık su ve ıslak süngerle yüzümü yıkıyorum. İçindeki o pütürcükler ciddi bi peeling etkisi yaptığı için yavaş yavaş yıkamakta fayda var.

O yanma hissinden dolayı tahriş oluşturmadı, sonrasında sivilce de oluşmadı.

Cildimi sıkılaştırdığını düşünüyorum. Gözeneklerime de iyi geliyor. Ferahlamış, temiz ve gergin bir cilt bırakıyor.

Kullandığımda etkisini hissettiren maskeleri seviyorum.

Aldığımda sanırım indirimdeydi, fiyatı da 7 TL civarıydı.



Fiyat performans oranı yüksek, benden sınıfı geçti :)

Advice Cleansing Toniğin iki çeşidi bulunuyor.
Bendeki normal ve karma ciltler için mavi renkli olanı.
Pembesi de kuru ve hassas ciltler için.

Nar, çilek ve zeytin ağacı suyu içeriyormuş. Böylelikle cildin nem ve yağ dengesini koruma, rahatlatma ve temizleme sonrası ferahlık hissi vadediyor.

Genelde akşamları kullanıyorum. Makyajımı temizledikten sonra ya da makyaj yapmasam da bir pamuğa biraz tonik sıkıp yüzümde gezdiriyorum.  Böylelikle cildimde kalmış olan kalıntıları da uzaklaştırmış oluyorum.

Kullandıktan sonra cildimin tamamen temizlendiğini ve nefes aldığını hissediyorum. Bir süre sonra da nemlendiricimi sürüyorum. Bu şekilde uyursam daha parlak bir ciltle uyanıyorum.

Advice Cleansing toniğin hem ferah kokusu hem de ferahlatıcı etkisi var. Yalnız eğer sürmeden önce yüzümü biraz hırpalamışsam ya da tahriş olmuş bir bölge varsa fena yakıyor. Belki hassas ciltler için olanını alsaydım bu sorunu da yaşamazdım, bilemiyorum. Normal zamanlarda bir sorun yaşamadım.

Ambalajı ve kontrollü şişe ağzı da hoşuma gidiyor. 200 ml tonik oldukça bereketli.


Demem o ki, güzel bişii :)

Eğer tonik ihtiyacınız varsa ve denemediyseniz Flormar'ın sitesinde fiyatı 14.90 TL. İndirim zamanlarında yarı fiyatına da alabilirsiniz.


Görüşmek üzere..

Adidas'ın parfüm ve deodorantlarından hiç kullandınız mı?
Bugün sizlere erkekler için olan Victory League parfümü anlatacağım.
Hoş güya erkekler için ama ben kendimde de beğeniyorum :)

Adidas Victory League EDT formunda. Burada gördüğünüz çantaya atmalık şişe 50 ml. 100 ml olanları ve hatta deodorantı da var.

Notaları; Bergamot, lavanta, tarçın, sedir ağacı, vanilya, armut, çim, fesleğen, misk.

Tüm cilt tiplerine ve günlük kullanıma uygun. Kalıcılığı için "Daha çok traş losyonu havası var" diyor eşim. Anca iki üç saat. Tende kaybolsa bile kıyafetlere sinen kokusu kolay kaybolmayan bir parfüm.

Kışa çok yakışıyor.

2006 yılından beri varmış Victory League. Ne zamandır Türkiye'de bulunuyor bilmiyorum ama biz yeni keşfettik.

Nette 100 ml. parfüm ve deodorant kofresi 35 TL civarında satılıyor.

Eşim de kardeşim de çok çabuk bitirdiler. Hafif, rahatlatıcı, bakımlı hissettiren bir parfüm arayışındaysanız Adidas Victory League parfümü bi koklayın derim :)



Görüşmek üzere..

Bizim evde eşya çok, saklayacak yer pek yok. Öyle olunca sürekli görünmeyen yerleri değerlendirmeye çalışıyorum. Ikea'da satılan Skubb yatak altı hurcunu uzun zamandır gözüme kestirmiştim de Deniz'in yatağının altına uygun olmayınca alamamıştım. Bu sene Ada'da normal yatağa geçince ilk fırsatta Ikea'ya gidip iki adet hurç aldım.

Benim aldığım en büyük boyu. Birini Ada'nın diğerini Deniz'in eşyalarını koymak için aldım. 3 farklı boyu bulunuyor. İnternet sitelerinde siyah ve beyaz renklerini gördüm, sanki mağazada açık yeşil rengi de vardı.


Poşedinden çıkarıp kenarlık olarak hazırlanan sert parçaları yerleştiriyorsunuz 1 dakikada hurcunuz hazır.


Tahminimden daha fazla eşya aldı. Şöyle söyleyeyim, iki hurç tek kişilik bazanın alabileceği kadar eşyayı hatta fazlasını alıyor. Üstelik içinde eşyalar bozulmuyor nasıl bıraktıysanız öyle kalıyor.


Bu boyun tanesi 29.99 TL'ye satılıyor. Sadece kıyafet değil yastık, yorgan, oyuncak her türlü eşyayı saklamak için ideal. Ayrıca bebekleri ve köpekleri için yatak haline getirenlerin fotoğraflarını da gördüm:) Dört köşesinin de sert olması, yerleştirilen eşyayı bozmayan formu, fermuarlı olması kolay kullanım imkanı sağlıyor.


Oldukça memnunum. Yer sıkıntınız ve benim gibi değerlendirebileceğiniz yatak altlarınız varsa ya da baza, dolap içinde derli toplu bir görünüm istiyorsanız alın derim. Çok iş görüyor.


Görüşmek üzere :)

Cyrene Exfoliating Cotton Pads'le Black Friday sürpriz kutusu sayesinde tanıştım. Daha önce hiç AHA/BHA bulunduran ürünler kullanmadığımdan oldukça da ilgimi çekmişti.

Tek kullanımlık 30 adet pedden oluşuyor. Hassas ciltler dahil tüm cilt tiplerine uygun. Temiz cildimize kullanıyoruz. Göz kapağı hariç tüm yüz ve boyun bölgesine uygulanabiliyor. Durulanmıyor. Cilt yüzeyindeki ölü derilere ve gözeneklerin içine bir nevi soyma işlemi gerçekleştirdiğinden, kullanım sonrasında nemlendirici ve gündüz kullanımlarında SPF15 veya daha üstü güneş koruyucu uygulamak gerekiyor.
Hayvanlar üzerinde denenmeyen vegan bir ürün. Açıldıktan sonra 24 ay kullanım ömrü var.


AHA/BHA içerikli ürünlerin amaçları ve faydalarını daha önceki yazımda anlatmıştım. Burayı tıklayarak o yazıyı da okuyabilirsiniz.

Cyrene Cotton Pads'lerde AHA olarak Glikolik asit, BHA olarak da Salisilik asit kullanmış. Glikolik asit cildin nem dengesini koruyarak aydınlık, pürüzsüz, taze bir görünüm almasına, Salisilik asit ise gözeneklerin açılmasına ve küçülmesine yardımcı oluyor.

Şimdi gelelim bendeki etkilerine; Normalden kuruya dönük bir cildim var ve Cotton Pads'i sadece akşamları kullandım.

AHA'lı ürünler yanma, batma hissi oluşturabiliyormuş. Düşük oranlı bir ürün olduğundan bende sadece yüzümü ıslak - yağlı pamukla siliyormuşum hissi uyandırdı.

Yüzümü temizledikten sonra kullanmama rağmen pamuğun rengi yine de değişiyor. Temiz dediğim yüzümden kir çıkartıyor diyebilirim. Cildimdeki tüm kalıntıları temizlediğini düşünüyorum.

Sürdükten sonra biraz yapış bir his bırakıyor ve sanki soyulabilen maskelerden uygulamışım gibi tüm yüzümü geriyor. Üstüne nemlendirici sürünce rahatlıyorum.

Cildimi sıkılaştırdığını ve doğal, aydınlık bir görünüm verdiğini düşünüyorum. Buna rağmen gözeneklerimde değişiklik olmadı.


Kokusunu hiç beğenmiyorum. Hatta ilk kullandığımda o kadar keskin değildi sonra gittikçe çoğaldı koku. Bozuldu zannettim ama gayet kullanım tarihleri içindeydim. Bana plastik gibi kokuyor, annem yağ kokusuna benziyor dedi. Yüzüme sürdükten sonra da koku kayboluyor.

İçeriği de şu şekilde;


Bu tarz ürünlerin etkilerini net olarak görebilmek için daha uzun süreli kullanmak gerekiyor. En az iki ayı gözden çıkartmak lazım. Bendeki 30 günlük kullanım sürecinde etkilerini özetlersem temizliyor, aydınlatıyor, geriyor diyebilirim. Bir ay daha kullansam gözeneklere de etki eder miydi bilemiyorum.

Fiyatı 95 TL. Bana göre yüksek. Zaten fiyat ve kokudan dolayı yenisini almayı düşünmedim.

Cyrene ürünlerini kendi sitesi üzerinden satın alabilirsiniz. Alışveriş yaptığım dönemde kargolama ve geri bildirim sürecinde hassas olduklarını hatırlıyorum.



Görüşmek üzere..

Aslında bu yazıya Cyrene Exfoliating Cotton Pads'i yazmak üzere başlamıştım. Önce AHA nedir, BHA nedir, ne işe yarar diye anlatmaya başlayınca başlı başına bir yazı çıktı ortaya. Benim gibi pek fikri olmayanlara yardımcı olur umarım.

Alfa Hidroksi Asitler AHA, Beta Hidroksi Asitler BHA olarak adlandırılır. AHA ve BHA daha pürüzsüz bir cilde sahip olabilmek için kullanılan, ölü deri hücrelerini yok etme, yaşlanma, lekeler, akne ve güneşten dolayı cildimizde oluşan hasarı gidermede kullanılan doğal ve organik asitlerdir. Derinin üst tabakasını nazikçe soyar ve yenilenmiş deri oluşumuna yardımcı olur.

AHA NEDİR?

Meyve asidi olarak da bilinen AHA’lı ürünlerin üzerinde %2, %10, %20 gibi konsantrasyon oranları bulunur.  Cildimizin tipine ve yapısına göre kullanacağımız ürünleri seçmemizi sağlar.

AHA içeriklerde en çok Glikolik asit, Laktik asit ve Sitrik asit olarak karşımıza çıkar.
Temizleme suyu ya da jeli, serumu, gece ve gündüz kremleriyle beraber kullanılır.

Ciltteki etkisini yavaş yavaş gösterir. Düzenli kullanımla yaklaşık iki ayda sonuç verir.

İlk kullanım haftasında cildi alıştırmak için gün aşırı ya da sadece akşamları kullanmak daha iyi olacaktır.

Kızarıklık, batma hissi ve hafif karıncalanma gibi geçici yan etkileri olabilir.

AHA'lı bakım A vitaminli kremler ve maskeyle takviye edilirse sağlıklı deri oluşumu desteklenmiş olur.

Kullanım süresince cildi soyarak yenilediğinden güneş ışınlarına karşı dikkatli olmak gerekir. Sonbahar ve kış aylarında kullanımı lekelenme ihtimali olmaması açısından daha uygundur. Güneş koruyucu ürünler kullanmak gerekir.

Ne zaman AHA kullanılır;

Kuruluğu önlemek, cildin canlılık ve parlaklığını geri kazandırmak
Yaşlanma belirtilerini azaltmak
Sivilce ve izlerini yok etmek
Güneşten, yaşlılıktan hatta hamilelikten dolayı oluşan lekelenmeleri tedavi etmek
Derin olmayan yara izlerinin tedavisinde
Traş sonrası oluşan sivilce ve kıl dönmelerinde etkilidir.

Su tutucu etkisi olan soyucu nemlendiricilerdir.

Kimyasal peeling yani eksfolyasyon işleminde en çok kullanılan AHA türü Glikolik asittir.

BHA NEDİR?

Beta Hidroksi asitler yağda çözünebilen asitlerdir. Cilt bakımında kullanılan en etkin BHA, Salisilik asittir. Ölü hücrelerin temizlenmesi ve akne tedavisinde etkindir. Küçük yapısından dolayı gözeneklere derinlemesine işleyerek gözenek görünümünün azalmasına da yardımcı olur.

Ne zaman BHA kullanılır;

Siyah nokta ve gözenek problemlerinde
Akneye meyilli ciltlerde kullanılır.

BHA asitleri gözenekleri tıkayan yağı bile arındırır. Normal ve yağlı cilt üzerinde oldukça iyi etki gösterir ama kuru cilde iyi gelmez ve hassasiyet yaratır. AHA asitleri kadar hassasiyet yapmaz ama aynı tip sonuçları sağlayabilir.

Yavaş sonuç verir. Soyma etkisinden dolayı sonbahar ve kış aylarında kullanımı daha faydalıdır.

AHA ve BHA asitleri birlikte cildi nemlendirir, ince çizgileri azaltır, kolajen üretimini canlandırarak cildin sıkılaşmasını sağlar.

Kullanım sonrası güneş koruyucu ve nemlendirici kullanmayı ihmal etmemek gerekir.




NOT: Burada yazdığım herşey internet aramaları sonucunda ulaştığım bilgilerin derlemesidir. Eklemek istediğiniz ya da yanlış olduğunu düşündüğünüz yerler varsa yazın lütfen.

Lilakutu keşif kutusu sayesinde tanıştığım Harangvölgyi Hydrocare Serum'u uzun zaman önce bitirdim aslında. Kullanırken de sürekli not aldım. Fakat bir türlü işe yaradı mı yaramadı mı sorusuna cevap bulamadığımdan yazmayı erteleyip durdum.

Şöyleki; Bu serum hyalüronik asit, kolajen ve bitki yağları içermekte. "Yoğun bir nemlendirici ve yenilikçi bir serum. Yaşlanma izlerini azaltmaya, derin kırışıklıkların hafiflemesine, ince çizgilerin yok olmasına, cildin kendini koruma yeteneğini arttırmaya yardımcı olur. Hayvanlar üzerinde test edilmemiştir. Serum üzerinde yapılan araştırma sonuçlarına göre ilk kullanımında kırışıklıkları %15 oranında azaltırken, gözenekleri %50 oranında sıkılaştırdığı kanıtlanmıştır." şeklinde tanıtılmakta.

Ben özellikle kışın daha da kuru olan yüzüme sabah ve akşam olmak üzere düzenli kullandım.

Sürdükten kısa bir süre sonra  yüzümde gerilme etkisi oluşturuyor.

Nemlendirme özelliği bana yetmedi. Üstüne nemlendirici kullanmam gerekti.

Kokusunu hiç sevmedim. Sürdükten sonra çabuk kaybolduğu için önemsemedim.

Gözeneklerde bir değişiklik yaratmadı.

Pek kırışıklığım yok o yüzden kırışıklık azaltma etkisini gözlemleyemedim.



Yüze sürümü ve dağıtması çok kolay. Çabuk emiliyor

Makyaj altında kullanıma uygun.

Paraben ve parfüm içermiyor.



Bir süre sonra şişenin pompası bozuldu. Başkalarının da başına gelmiş.

Sonuç olarak ihtiyaca göre beğeniler de değişir diye düşünüyorum. Mesela benim en çok ihtiyacım olan nemlendirme kısmıydı onda da üstüne tekrar nemlendirici kullanmak durumunda kaldığıma göre ihtiyacımı karşılamadı diyebilirim.

Bana göre fiyatı da oldukça yüksek. 50 ml serum 275 liraydı.

Lilakutu sayesinde deneyimleme şansım oldu ama olmazsa olmazlardan değil benim için.

Siz denediniz mi?

Flormar'ın Full Color serisini çok beğeniyorum.
Her alışverişimde muhakkak bir iki tane atıyorum sepete.

En çok iki katta şişede gördüğüm rengi tırnaklarımda görüyorum.
Rahat sürülüyor, çabuk kuruyor, hemen çıkmıyor.

Tırnaklarımdaki FC10 Penthouse bana göre kahve alt tonlu bordo. Kiremit kırmızısı diyenlerde var. Tam bu mevsimin rengi.

İki kat uyguladım, parlaklık ojenin kendi parlaklığı. Kolay kolay da çıkmıyor. O kadar işe güce rağmen 3 gün kullandım. Yalnız bu renk tırnakları biraz sarartabiliyor o yüzden altına baz uygulamak sonrası için iyi olur.

Full Color serisinin farklı renklerini anlattığım yazıma da göz atmak isterseniz burayı tıklayabilirsiniz.

Seride 30 renk bulunuyor. Fiyatı 1,95 TL.



Görüşmek üzere :)

Her ne kadar uğraşılıp şekil verilmiş saçlara bayılsam da en favori saç modelim, tepeden sıkıca toplanmış at kuyruğu.

Kolaycıyım işte :)
Yine de iki tane maşam, düzleştiricim, farklı amaçlara yönelik saç spreylerim var.

Taft spreyi de saçımı topladığımda çıkan minik saçları yapıştırmak, topuz yaptığımda dağılmamasını sağlamak için almıştım.

Bendeki 5 numara Mega Güçlü olanı. Benim ince telli olmasına rağmen oldukça asi saçlarımı anca bu toparlar diye düşünmüştüm, yanılmamışım.

Taft 10 Karat Elmas Işıltısı spreyi, saçıma 30 cm uzaktan hafif olarak sıkıyorum.

Anında etki ediyor. Saçımı parlatıyor. Kendim bozana kadar saçım bozulmuyor. Olur da spreyliyken şeklini değiştirmek istersem ya da saçlarımı yıkamadan uyumak zorunda kalmışsam bir problem yaşamıyorum. Saçlarımı gayet rahat tarayabiliyorum ve kalıntı oluşturmuyor. Yalnız saçınıza sıkarken ensenize filan gelirse yapış yapış oluyor aklınızda olsun.


Nasıl bir parlaklık verdiğini göstermek için saçlarımın üst kısmına hafifçe sıktım. Bu arada spreylenen bölgede saç rengi biraz daha koyulaşıyor. Saçlarım sarıyken de farkediyordum.

Kokusunu beğeniyorum. İlk sıktığımda oldukça yoğun, saçımda kuruduktan sonra duymuyorum.

Severek kullandığım ve hatta bitirebildiğim bir sprey oldu.

Gratis'ten almıştım. Farklı yerlerde de 9 lira civarında bulunabiliyor.



Görüşmek üzere :)

Rimmel Londan Stay Glossy Lipgloss'ları geçen sene Watsons'ın bir alana bir bedava kampanyasıyla almıştım.

Yazın tek başına, kışın dudak kalemi ya da rujun üstüne kullanmayı çok seviyorum.

Yapıları ışıltılı ve 6 saate kadar kalıcılık vadediyor.

Bendeki iki renginden 640 numaralı olanı kahve alt tonlu pembe.


Sürdüğümde dudaklarımda yapış yapış bir his bırakmayan, dudaklarımı oldukça yumuşatan, yaklaşık 3 saat boyunca da kalıcılığını koruyabilen glosslar bunlar. Ben illaki bir şey yemiş oluyorum o yüzden 6 saati göremedim.


İkisi de renkten çok ışıltı veriyor o yüzden tek başına kullanıldığında doğal görünüm, ruj üstüne kullanıldığında da dudakları star haline getirmekte başarılılar.

Stay Glossy 120 numaraysa içinde altın ışıltıları olan nude bir lipgloss.


Uç kısmı daha tombik olan aplikatörleri sayesinde rahat sürülüyorlar. Ayrıca dudaklarımdan silinse bile nemlendirme hissi devam ediyor. En sevdiğim şey, yumuş yumuş dudaklar :) Sürekli kuruyup çatlayan dudaklarıma iyi geliyorlar.


Uzun süredir Watsons'a gitmemiştim. Geçen pazar gittiğimde Rimmel London standında bu lipglossları göremedim. Bir kaç renk daha alacaktım. Kaldırıldı mı, benim uğradığım standda mı yoktu bilemiyorum. Eğer hala satılıyorsa ve lipgloss seviyorsanız muhakkak bir tane edinin derim.

Özellikle kuru dudakların dostu kendisi.


Görüşmek üzere :)

Blogumu Bloglovin'den de takip etmeyi unutmayın

BB, CC kremlerden sonra şimdi de DD'leri kullanmaya başlıyoruz.
Hatta Estee Lauder'da EE'si de var.
Nereye kadar gidecek bu isimlendirme merak ediyorum :)

DD kremler; Daily Defense ya da Double Defense olarak adlandırılıyor. Genel olarak amaçları içerdikleri vitaminlerle, güneş korumasıyla ve yaşlanma önleyicilerle cildi korumak ve nemlendirmek.

Flormar DD Daily Defense Pump Fundation'ı oldukça merak ediyordum o yüzden çok inceledim.
Bol fotoğraflı bir yazı sizi bekliyor :)

Flormar DD fondöten; ipeksi yapısıyla ciltte kolayca dağılarak kusursuz ve sağlıklı bir görünüm elde edileceğini, cildi nemlendirip, rahatlatarak, antioksidan etki sağlamayı vaadediyor. Gelin önce bir neymiş görelim, sonra da düşüncelerimi anlatayım.


Ambalajını çok beğendim. Elimde sağlam duruyor. Büyüklüğüne aldanmayın ama, içinde 15 ml fondöten var. Tüm cilt tiplerine uygun ve SPF 25 korumalı.

Öndeki butona basarak kapağını açıyoruz. İçinde kendi süngeri ve gayet güzel bir aynası var.


Aynanın soluk göründüğüne bakmayın, fotoğraf çekerken parlamasın diye üstündeki filmi çıkartmadım. Süngerinin altındaki koruma filmini çıkarıyoruz. Ben bunu atmadım her kullanımdan sonra tekrar kapatıyorum.


Sünger haznesinin orda gördüğünüz düğmeye basarak fondötenin gelmesini sağlıyoruz. Bu arada bendeki rengi DD01 Light Ivory ve pembe alt tonlu.


Fondöteni beraberindeki ponponla yüzümüze uyguluyoruz.

İşte esas mevzu da burada başlıyor :)


Uygulama;

Kendi süngeriyle uyguladığımda; fondöteni yüzümde bir taraftan bir tarafa taşıdığını ve çok emdiğini farkettim. Yani süngerdeki fondötenin anca üçte biri yüzünüzde kalabiliyor ve düzgün bir şekilde dağılmıyor. Baktım olmuyor, parmaklarımla sürdüm.

Bu arada ilk defa bir fondöten tenime açık kaldı. Açık olması sorun değil hallederim. Hem rengim daha da beyazlayacak önümüzdeki günlerde.


Yapısı;

Çok deneyince şunu keşfettim. Yapısı sürme şekline ve amacına göre değişiyor. Eğer fondöten diye kullanırsanız oldukça hata gösteren ve ağır, krem niyetiyle kullanırsanız kapatıcılığı az ve ince (Kafanız karıştı değil mi? Kapatıcılık kısmında ayrıntılı anlatıyorum).

Ben fondöten olarak uygulamama rağmen yüzümde hiç ağırlık hissettirmedi.

Kokusu güzel, yine Flormar'ın kırmızı kutulu Advice gece kremiyle aynı. Sürdükten sonra 15-20 dakika kokusunu duyuyorum. Sonra ya ben alışıyorum ya kayboluyor.

Nemlendirme;

İçinde yoğun nemlendirici kompleksler varmış. Benim cildim kuruya dönük. Nemlendirici etkisini test etmek için ilk kullandığımda nemlendirici sürmeden kullanmıştım. Yüzümde gerilme yapmadı. Sonraki günlerde nemlendiriciyle kullandım yağlanmada yapmadı.

Aydınlatma;

Aydınlık bir görünüm veriyor ve aydınlatması çok ölçülü. Bunu sevdim, içinde sim filan yok.
Aydınlatıcı kullanmaya gerek kalmıyor.

Kapatıcılık;

Kutusunda orta - yüksek kapatıcılık sağlar diyor. Burada bir ilginçlik var. Eğer parmaklarımla, Real Techniques süngerle ya da Expert Face fırçayla uygularsam evet ortadan yükseğe doğru bir kapatıcılık sergiliyor ve renk tonunu güzel eşitliyor fakat yüzümde kalıp gibi duruyor. Tüm gözeneklerin içine doluyor, yanaklarımdaki görünmeyen tüm tüylerin üstü sanki çok bol pudra sürmüşüm gibi beyazlıyor. Gayet cakey. Termal su sıkarak bile kullandım yine de tam olmadı. Geçen gün eşim bile söyledi "Gökçe ne sürüyorsun kaç gündür yüzüne, kötü duruyor" diye. (Yukarıdaki fotoğrafı büyütürseniz görebilirsiniz, dudaklarımın üstündeki pullanmada fondötenin suçu yok diğer herşey ona ait :)

Amaa eğer kendi süngeriyle uygularsam bu sefer de sanki aydınlatıcı etkili bir nemlendirici krem sürmüşüm gibi duruyor. Yüzüm doğal bir şekilde parlıyor, sağlıklı bir hava da veriyor fakat renk eşitlemesi ve kapatıcılığı çok azalıyor.

Sonuç olarak eğer bu bir fondötense en büyük mutsuzluğum tenimle bütünleşmiyor olması. Krem niyetine kullanacaksam bir sorun yok ama :)

Dayanıklılık;

12 saate kadar nemlendirici etki vaadediyor. Ben 11 saate kadar kalıcılığını denedim. 6. saatte biraz hafifliyor. Burun kenarlarında pullanmalar var. Cildimde gerginlik hissettirmiyor.


9. saatte çillerim iyice belirginleşti ama hala makyajlı görünüyorum.


11. saatte yüzümü silerken hala kaybolmamıştı.

Yalnız bu kullanım süresince yüzümde pek sabit kaldığını söyleyemem. Telefona çok bulaşıyor. Elimi yüzüme sürersem elime bulaşıyor. Eğer terlersem ve yüzüme dokunursam o bölgenin fondötenini almış oluyorum.

Aslında yüzümle bütünleşmemesi dışındaki herşeyini çok sevdim. Çünkü "Bir bb krem sürmüşüm, üstünden transparan pudrayla geçmişim, gerekli yerleri de aydınlatmışım" havası var. Fakat bana olmuyor :)

Bu kadar uzun yazının özeti; eğer orta - yüksek kapatıcılık sağlayan bir fondöten beklentiniz varsa, kullanırken benim yaşadığım ciltle bütünleşmeme problemini yaşayabilirsiniz. Eğer aydınlatıcı etkili, kapatıcılığı az, nemlendiren bir krem istiyorsanız tam size göre.

Önce muhakkak deneyin, almaya sonra karar verin derim.

Fiyatı 20 TL.



Görüşmek üzere :)